Efe Güleroğlu - Birey ve Zaman

 "Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar..." Thomas Mann'ın 'Büyülü Dağ' romanında geçen bu cümle hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Thomas Mann, Büyülü Dağ romanında, "Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar" diyerek insanın bireyselliği ile toplumsal bağları arasındaki ilişkiyi vurgular. Bu söz, insanın yalnızca kendi hayatını yaşamadığını, aynı zamanda çağının ve çevresindekilerin de hayatlarına dokunduğunu düşündürür. 

Bir birey olarak hayatımızı yalnızca kendimize aitmiş gibi görürüz. Hayallerimiz, korkularımız ve tercihlerimiz... Ancak bu özelliklerimizin ne kadarının gerçekten bize ait olduğu tartışılır. Doğduğumuz andan itibaren çağımızın değerleri, düşünceleri ve olayları bizi etkiler. Bugün, teknolojiye olan bağlılığımız bunun bir örneğidir. Telefonlarımız, sosyal medya, internet… Hepsi çağımızın ürünleri ve onlar olmadan hayatımızın çok farklı şekillenebileceği açıktır. 

Ama Thomas Mann’ın işaret ettiği bu etki tek yönlü değildir. İnsan, çağını yalnızca yaşamakla kalmaz; onu şekillendiren bir aktördür. Mesela tarihte büyük devrimler, bireylerin çağlarındaki sorunları fark etmesi ve bu sorunlara meydan okumasıyla gerçekleşmiştir. Bireyin yalnızca bir parçası olduğu topluma karşı durabilme gücü, insanı "çağının aynası" olmaktan çıkarıp "çağını sorgulayan" bir varlık yapar. Bu da insanın özgür iradesinin en büyük göstergesidir. 

Bu durumda, birey olmak tamamen bağımsız bir özgürlük değil, çağın içinde kendi yolunu bulma sanatıdır. Çünkü çağın etkilerinden tamamen arınmak mümkün değildir. Ancak, birey olarak çevremizi ve çağımızı anlamak, sorgulamak ve gerektiğinde değiştirmeye çalışmak, gerçekten özgün bir hayat yaşamanın ilk adımıdır. 

Sonuç olarak, insan hem bireysel hem de toplumsal bir varlıktır. Thomas Mann’ın bu sözü, bireyin kendisini ve çağını anlamasına ışık tutar. İnsan ne tamamen bağımsızdır ne de tamamen çağına mahkûm. Bu ikisi arasındaki denge, bireyin varoluşunu anlamlandırır. 

Efe GÜLEROĞLU 68 11/E

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tuba Nur Korkmaz - Uçurum Sorusu

  Ahmet, kör olduğunu bildiği Mehmet’in bir uçuruma doğru yürüdüğünü görüyor, ama ondan hoşlanmadığı için aşağıya yuvarlanmasına göz yumuyor. Bu cinayet sayılır mı? Cinayet bir insanı hukuken veya kasten öldürmektir. Bana göre bir insanın intihar dışı ölmesine göz yummak cinayettir. Bu olayda Ahmet her ne kadar Mehmet’i sevmese de ölmesine izin vermemeliydi ve onu kurtarmalıydı. Çünkü bana göre Mehmet’i kurtarmaması hiç etik bir davranış değil. Ahmet kasten Mehmet’i öldürmese de dolaylı yoldan cinayet işlemiş oldu. Bu olaya farklı bir pencereden bakmak gerekirse Mehmet dünyanın en kötü insanı olsa bile onu öldürmek Ahmet’in değil devletin işidir. Bir insanın ölümüne göz yummak kabul edilebilir bir davranış değil. Benim ahlaki görüşlerime hiç uygun değil. Sonuç olarak bana göre Ahmet kasten olamasa bile cinayet işlemiştir. Ve Mehmet’in ölmesine sebep olmuştur. Bu durumda ben Ahmet’e bir katil gözüyle bakarım. Çünkü Ahmet benim gözümde cinayet işleyebilecek potansiyele sahip bir insa...
Devamı

Burak Şeddadı - Akıl Sorusu

 Akıl (veya bilinç) insan türü için bir yara mıdır yoksa bir nimet mi? Merhabalar, ben Burak. Bu yazıda “Akıl (veya bilinç) insan türü için bir yara mıdır yoksa bir nimet mi? ” sorusuna cevap vermeye çalışacağım. Öncelikle aklımızın bizi diğer hayvanlardan ayıran en önemli özellik olduğunu söyleyebiliriz. Eski zamanlarda insan sadece avlama veya toplama üzerine bir yaşam sürerdi. Avcı olabildiği gibi av da olabiliyordu. O zamanın dün yasında güçlü olanlar kazanırdı. İlkel kedigiller veya köpekgiller tarafında n insanların öldürülmesi mevcuttu, f akat sonradan insanları o ilkel hayvanlardan ayıran bir şey oldu. O şey akıldı. Yerden ve etraftan buldukları şeylerle eski tarzda olsa aletler yapmaya başladılar . Sapanlar, mızraklar ve bıçak gibi bir sürü alet le diğer hayvanlara karşı üstünlüğü ele geçirmeye başla dılar. Y aptıkları aletleri geliştir mek ve bir şeyleri keşfetme isteği doğrultusunda da hayvanlar alemini bu konuda g eride bıraktılar. Silahların da bulunmasıyla a...
Devamı

Batuhan Okşar - Çevre Sorusu

  Yoksulluk, pandemi vs. ile karşılaştırıldığında, çevre konusu daha büyük bir kriz midir? Bana göre yoksulluk, pandemi vs. ile karşılaştırıldığında, çevre konusu daha büyük bir krizdir. Çevre tüm Dünya'yı etkilediğinden sonuçları çok kötü bir felakete yol açabilir. Ama yoksulluk, pandemi gibi olaylar kısa süreli ve daha az zararlı olduğundan daha az bir felakete yol açar. Bana kalırsa insanlar yoksulluk, pandemi gibi olayları daha çok önemser. Çünkü çevrede yaşanan bir kriz gelecek nesilleri etkiler. Ama insanlar bencil olduğundan öncelikle kendi sorunlarıyla ilgilenir. Yoksulluk o devleti veya bölgeyi etkiler. Etkilenen bölgedeki halktan birine göre çevre daha önemsizdir. Çünkü hayatını o an etkileyen şey yoksulluktur. İnsan genelde bir olayı yaşamadan harekete geçmez. Bu yüzdende kısa süreli olaylar bu zamandaki insanlar için önemlidir.  Batuhan OKŞAR 23 11/E
Devamı